30 Haziran 2006

Yaşam bize verilen bir şans mı?

Hangimiz anne karnında geçirdiği zamanı hatırlıyor sadece bizlere kalan anne karnından çıktığımız an beynimize işlenen düşme korkusu ve bazen tarifi edilmeyen boşluk,yalnızlık olduğumuz yere yabancılık hissi….

Peki hangimiz ölümden sonra ki hayatta bizleri ne beklediğini biliyoruz inançlarımız doğrultusunda değişik fikirlere sahibiz ama tam olarak ne yaşanıyor?Çoğumuz yakınlarını kaybediyor değişik zamanlarda geri dönen var mı yada haber veren gittiği yerden hiç duymadım,yaşamadım başlangıcı ve sonu ile karanlık bilinmeyen yanlar kendimi fazla düşünmemeye zorluyorum biliyorum varlık ve yokluk olayı insanı içine hapseden bir kaos gibi tek bildiğim bu dünyanın bizlere verilen bir armağan olduğu ve bir kere yaşandığı (realkarnasyona inanlarda var ama onlar dahi tekrar aynı bedende geldiklerine inanmıyorlar realkarnasyon benim inandıklarımın çok dışında olduğu için ben kafa patlatmıyorum bu olaya da) peki bizlere verilen bu armağanı nasıl kullanıyoruz?Hayatı ne kadarı yaşanır kılıyoruz yada ne zaman sonlanacağını bilmediğiz bu hayatın ne kadarını kendimize ve kendimizle beraber etrafımızda bizleri seven bazılarına zehir ediyoruz???
Ben babamı kaybedeli nereyse 8 sene olacak bu kayıptan sonra beni en çok etkileyen amcamın çocuklarının 17 ağustos depreminde vefatı ve en son 6.ayda ikiz olan bebeklerimden birinin kalbinin durmasıyla yaşadım soğuk yüzünü, çok yıprattım kendimi hepsinde ayrı zamanlar geçti yokluklarına alışmam ,kendimi onarmam için hepsi farklı şekillerde kişiliğimi etkiledi hepsinde farklı bir Nuray oldum bu kadar çok sevdiklerini kaybetipde kendimi teselli ettiğim en gerçek yön benimde onlara doğru bir yolculukta olduğum ve bir gün kavuşma hayalimdir hiç kucaklayamadığım oğlumu Arda mı delikanlı olmuş bir şekilde orda sarabilme hayalidir peki ama yaşadığımız kısmında ne kadarını mutlu yaşıyorum ,ne kadarına şükrediyorum düşünüyorum bana 1 ay yada 3 sene ömrün var deselerdi gene de bu kadar küçük şeyleri dert eder ve değersiz şeylerin peşinde ömrümü harcar mıydım sevgimi az kullanmaktan kaçınmaz mıydım peki neden 300 sene yaşayacak gibi küçük şeylerin peşinde bir ömrü heba edip şükretmiyoruz bize verilen bu yaşama şansı bile şükretmeye değmez mi?Milyonlarca sperm ve yumurtadan Allahın verdiği izinle oluşan bizler bu bile büyük bir şans değil mi?Güneşi görmek,havayı solumak etrafımızda bizi sevenlerin olması mutlu olmaya yeterli değil mi?Aaa bu hayatta ne kadar polyanna oldun diye düşünebilirsiniz ben her zaman bu şekilde olmayı değil ama en azından elimizde olmayanlardan yada olan küçük olumsuzluklardan bu denli mutsuz,umutsuz olup hayatımızı zehretmeyelim diyorum.Ben çok büyük olumsuzluklardan bu düşünceyle sıyrılmaya çalışıyorum hatta çok kızdığım bazı insanları bile tanıyabilmenin bir şans olduğunu düşünerek onlları gözümde büyütmüyorum.İnsanız elbet ağlayacak,kavga edecek,hasta olacak, sıkıntı çekip üzüleceğiz ama elimizde olmayana değiştirmek için elimizden gelmeyene kahretmemeli,sevdiğimiz işlere, insanlara vakit ayırmalı(ben en çok inanlara ayırdığım vaktin boşluğuna yanarım üzülürüm değmeyecek bir insana harcadığım zamana)hayat derdinden ziyade sevdiğimiz bizi mutlu eden güzelliklere vakit ayırmalıyız.Umarım hayat bizlere hazırladığı süprizlerde hep güzellikler sunsun bana ve sizlere,sunduğu dertler de hep dermanlı ve kısa olsun…

Hiç yorum yok: