27 Kasım 2008

ATA'NIN C.DÜNDAR'A MEKTUBU

Utandım çocuk

Beni anlatan bir film yapmışsın .
Kızgınım, utanç içindeyim.
Sana değildir kızgınlığım. Filmdeki Mustafa'dan da utanmış değilim.
Başaramamışım, bundandır utancım.
Komutam altında, bu vatan için kanını akıtan Türk askerlerinden utandım.
"Özgürlük" demiştim, benim karakterimdir..
"Bilim" demiştim, tek yol göstericidir.
Sen, "Karanlıktan korkardı" demişsin benim için.
Korkardım evet. Bu ulusu boğmak isteyen karanlıklardan çok korktum.
Ama insaf be çocuk, korkup da kaçmadım ya.
Söküp atmadım mı o karanlığı bu ülkenin üzerinden?
Diktatör demişsin bir de. Hiç okumadın mı çocuk?
Nerde benim nesilleri emanet ettiğim öğretmenler?
Anlatmadılar mı sana?
Başkomutan olarak cepheden cepheye koşarken, ve bütün kararları tek başıma alabilecekken neden bir meclis kurdum ben çocuk? Böyle diktatör olur mu?
Ah be çocuğum.
Neden, nasıl düşman ettiler seni bana?
Baktım aşktan, sevgiden, aileden bahseden güzel şeyler yazmışsın bugüne kadar. Belli ki, Çalışkansın, zekisin. Kara cüppeleri ile milletin ümüğüne çökmüş olan yobazları çok iyi anlarım da çocuk, seni anlayamıyorum. Onlar zaten hiç sevmedi beni. Yüzyıllardır süren iktidarlarını çekip almıştım ellerinden. Sevmeyecekler beni elbette..
Peki sen çocuk, sen neden kol kola girdin bu kara kalplilerle?
Dedim ya, sana değil kızgınlığım.
Başaramamışım. Anlatamamışım demek ki özgürlüğün kıymetini, bağımsız bir ulusun, onurlu özgür bireyi olmanın ne büyük bir nimet olduğunu.
Yazık olmuş, onca vatan evladının kanına, onca ananın göz yaşına. Veremem ki şimdi hesabı, ne o gencecik bedenlere, ne de gözü yaşlı analara.
"Bu muydu uğruna bizi ölüme gönderdiğin vatan?" derlerse,
"bu nesiller miydi, ölen evlatlarımızın kanıyla kurduğun ülkeyi emanet ettiğin?" diye sorarlarsa
ne derim ben onlara be çocuk?
Olmadı be çocuk... olmadı.

19 Kasım 2008

Sıfır moral...


Bugünler de canım çok sıkkın nedeni şimdilik bende kalsın ama kısaca canımdan kanımdan birinin tutarsız davranışları ve kişiliğindeki dengesizlikler canımı sıkıyor,benim canımın sıkılması o kadar önemli değil ama etrafında onu sevenlere birşekilde zarar veriyor tutarsızlık,kararsızlık,boşvermişlik ben bunu ona yakıştıramıyorum bilmiyorum o kendine yakıştırıyor mu belki farkında değil birçok insanı üzdüğünün ve bir insanın kırılmasının ne olduğunun umarım kısa zamanda anlar,anlar da kimseyi daha fazla üzmez...

7 Kasım 2008

Ayşe Sıdıka Alışan İlköğretim Okulu 2004 Yaş gurubu Anasınıfı

Aslının ilk okulu ilk sınıfı,doğum gününü sınıfca kutladık çok eğlenceliydi Aslının sınıf arkadaşları ve öğretmenimiz Sedef hanım.Sedef öğretmene,Betüle ve anneme emeklerinden dolayı çok teşekkür ediyorum.




















5 Kasım 2008

Canım kızım 5.yaşına ve nice yaşlara sağlık ve mutlulukla


Hayatımıza getirdiğin güzellikleri kelimelerle ifade etmek çok zor yeni bir nefes oldun her günü anlamlı kıldın bir gülüşüne feda ederim herşeyi büyüdükce paylaştığımız şeyler daha anlamlı oldu gün geçtikçe büyüyen tek aşk senin ki seni seviyorum seni seviyoruz.Mutlu ol,hayallerin gerçek olsun ve dilerim sen o hayallerin peşinden gidecek kadar kararlı olursun.Uzun,mutlu güzel bir ömrün olur inşallah canım.

Anne

İlk kundağın
Ben oldum, yavrum;
İlk oyuncağın
Ben oldum.

Acı nedir
Tatlı nedir... bilmezdin
Dilin damağın
Ben oldum.
Elinin ermediği
Dilinin dönmediği
Çağlarda, yavrum
Kolun kanadın
Ben oldum
Dilin dudağın
Ben oldum.

Belki kıskanırlar diye
Gördüklerini
Sakladım gözlerden
Gülücüklerini...
Tülün duvağın
Ben oldum!

Artık isterlerse adımı
Söylemesinler bana
'Onun Annesi' diyorlar...
Bu yeter sevgilim bu yeter bana!

Bir dediğini iki
Etmiyeyim diye öyle çırpındım ki
Ve seni öyle sevdim sana
O kadar ısındım ki
Usanmadım, yorulmadım, çekinmedim
Gün oldu kırdın...
İncinmedim;
İlk oyuncağın
Ben oldum.. Yavrum
Son oyuncağın
Ben oldum...

Layık değildim
Layık gördüler
Annen oldum yavrum
Annen oldum!

Arif Nihat ASYA