25 Ağustos 2006

5 Eylül'e kadar izinliyim.

Nerden çıktı bu izin diyebilirsiniz planda olmayan bir izin bu şirketin mecburi kullandırttığı bir izin şirketin satışlarının azalması ve Temsa olayının etkisinden dolayı sanırım verdiği bir izin patronlar için bir nefes alış bu izin.Kafamızda ki soru işaretleri gittimi hayır çünkü hala söylentiler dışında kesin bir açıklama yok.Merak ediyoruz,endişe duyuyoruz ama hakkımızda hayırlısını dilemekten başka birşey gelmiyor elimizden.Neyse evdeki tadilatı daha iyi idare edip,evimi düzenleme fırsatı oldu bana da,akşamdan akşama olmuyordu inşallah dönüşte bazı şeyler çözümlenmiş ve evime geçmiş olurum....
Sevgiler...

23 Ağustos 2006

Kısada olsa ayrılık...

Bu sabah gene alışıldığı rutin üzerine saat 7.15 te kalktım ama büyük bir süprizle Aslı benden önce uyanmış uykusunu açmış yanımda oynuyor,Hazırlanmam lazım 20 dakka sonra servis gelecek bir baktım Serkanda geç kalmış hazırlanıyor diğer odada bizi bir arada gören Aslı hafta sonu moduna girip başladımı sevinç dansını yapmaya kızım gidiyoruz bugün hafta sonu değil diyoruz ama 22 aylık bir çocuğun bizi anlaması zor oluyor.Neyse ben alelacele hazırlanıyorum bu arada servisi kaçırmamam lazım üst yolda çalışma var minibüsle gitmesi sorun oluyor , çok yürümek zorunda kalıyorum.Önce Serkan çıktı arkasından kapıyı kapatıp bay bay yaptı ve koşarak banyonun kapısına geldi,gülücükler saçıyor ,öpücükler veriyor türlü maskaralıkları sıralıyor.... Saçlarımı falan tarıyorum ya iyice çaktı durumu bu kadın bırakıp gidecek beni gelip bacaklarıma sarıldı annem alıyor yanımdan ama ne mümkün yıkıyor ortalığı.Neyse annem bizde çıkalım senle ordan sen gidersin bizde bakkala gidip yumurta,süt falan alırız,farketmez dedi.Eeee el ele çıktık kapıdan Aslı çok mutlu hem annesi yanında hem de daha yeni kalkmışken,sabah sabah gezmeğe gidiyorlar.Neyse çıktık dışarı annenesi aldı kucağına ama yapıştı bana bırakmıyor, servis geldi gelecek kızım işe gitmem lazım akşam geleceğim gene deyip bir hamleyle çekildim arkamdan anneee anneee diye bağırarak nasıl ağlıyor ilk defa ismimi söyleyerek böyle ağladı geri dönmek istedim,gitmiyorum bugün işe gel gezelim bütün gün demek istedim,benden bir tane daha olsun onla kalsın Aslı benim yokluğumu hiç anlamasın istedim,keşke biraz daha imkanlar elverseydi de en azından okula başlayana kadar koynumda dursaydı diye bağırmak istedim servisi beklerken hala ağlıyordu anneeee diye içim acıdı ruhumu orda bırakıp işe geldim bir beden olarak sabahtan beride öyle çalışıyorum.Gelirken ağlıyordu onu en son öyle bıraktım ya hala Aslı ağlıyormuş gibi geliyor bana,çok üzülüyorum aslında zamanınım bir çoğunu onla değilde şu dört duvar arasında belgelerle geçirdiğime ama mecburuz biraz daha çalışmam lazım…Allah kimseyi annesinden,babasından,evladından ve sevdiklerinden ayırmasın mecburi de olsa kısa ayrılıklar zor ya bunu uzun süre yaşayanlar ne yapsın Allah sabır versin ve bir an önce kavuştursun tüm hasret çekenleri(Amin)…

ASKAM KAMYON VE ARKADAŞLIKLAR"HANDE"



Evet gelelim aramıza en son katılan ama gönüllerimize çok hızlı yer eden bölüm arkadaşım,karşı masa Hakkaya’ya.Hande işe başladığında ben doğum iznindeydim ben işe yeni başladığım senelerde çalıştığımız Mustafa’nın eşi dediler hay Allahım nasıl üzüldüm eyvah dedim ne yaparız biz bunla Mustafa o kadar ukala,değişik bir insandı ki zaten birbirimizi tanıma fırsatı olmadan ayrıldı ama dışarıdan gördüğüm kadarıyla burnu havada,kasıntı bir tip dedim bunun eşiyse yandık başkasını bulamamışlar mı?Ne demişler büyük lokma ye ama büyük konuşma halt etmişim ben tüm düşüncelerimde iş başı yaptım ama tedirginim önyargılarım var ya Allahım nasıl sakin,tatlı,huzur verici bir insan bir insan bu kadar mı mütevazi bu kadar mı kendini aşmış anlayışlı olur bir insan şeker gibidir benim Handem.Şu an kendisi izinde Bodrumda anne ve babasının yazlığında oğluşu ve kocasıyla beraber hasret gideriyor,sonu yaklaştıkça gelmeyen tatilini geçiriyor.Handenin dünya yakışıklısı ve sorumluluk sahibi bir oğlu var adı Utku bu sene 3.sınıfa gidecek ama ileride iyi yerlere gelip anne ve babasının omuzlarını kabartacağına eminim çünkü baba test kitabı alın matematik çözeceğim diyen çocuk parmakla sayılacak kadar azdır etrafımızda,maşallah diyelim Utkuya ve umduğu, istediği güzel yerlere gelmesini dileyelim beraber.
Hande bembeyaz teni,çekik göz yapısı ve kızıla yakın kestane saçlarıyla bana eski zaman kraliyet kadınlarını anımsatıyor,ama hafif afacan fırlama yanları da arada su yüzüne çıkıyor ve ona çok yakışıyor.Merhametli,sevgi dolu ince düşünen bir insan,onunla benzer çok yanlarımız var arkadaşlarımıza duyduğumuz derin bağlar ve gözü kapalı özgüvenimiz ikimizin de duygusal yönden incinmemize sebep olmuş.Hande benim her zaman her konuda açılacağım,istediğim zaman takılabileceğim,yanında rahat olacağım ve yersiz kaprisler, alınmalar yapmadan her ortama ayak uydurabilecek,her zaman arayabileceğim bir arkadaş oldu.Onu tanıdığım için çok mutluyum.Hande her işi o kadar ciddiye alan bir insan ki aslında bu konuda özenilmesi lazım ama benim gibi laylaylom yaşayan birine bu özelliği komik geliyor ve iş yaparken onu rahatsız etme isteğimi dürtülüyor bazen ki belli zamanları vardır çok sinirli olup bana çıkışsa da Handemin bunu bir tür naz geçirme tavrı olarak karşılar,alınmam ona.Canım arkadaşım dilerim gülen yüzün hep gülsün ve o kocaman kalbinde her zaman bana da yer olsun,mutluluk,sağlık arzu ettiğin her şey çok yakınında olsun her zaman.Gökyüzünde ki o yıldız yağmuru var ya hepsi senin gönlüne toplanmış olsun ve hep parlasın,gözlerin gibi ışıl ışıl.VE sen hep böyle kal…

22 Ağustos 2006

ASKAM KAMYON VE ARKADAŞLIKLAR"SERAP"

Not:Fotoğrafı arkadaşım istediği için kaldırıyorum başka hiçbir nedeni yok.

Ben kızım için doğum iznine ayrılacağım hafta çalışacağım bölüme hem benden sonra kalan boşluk dolsun,hem de bir eleman ihtiyacı herhalikar da var diye bir eleman alınması gündeme geldi,tabi çok eski çalışanlar hemen faliyete geçti mümkün olduğunca duyurmamaya el altından yürütmeye çalışıyorlar ama benimde kulağıma çalındı tabi Fatoşla sohbetlerimizde şirket dışındaki arkadaşlıklardan da bahsederdik Fatoş bu sohbetlerde Serap diye bir arkadaşı olduğunu, işinden memnun olmadığını,iş aradığını falan anlatmıştı o anda aklımda bir ışık belirdi ve aklıma hemen hiç tanımadığım halde Serap geldi,hemen Fatoşa durumu anlattım ve ciddi olduklarını söyledim daha sonra Fatoş araya girip Aziz Beyle(muhasebe müdürü)ile konuştu ve Serabın kısmeti olduğu için sanırım 1 hafta içinde Serap bizim şirkete alındı,çok sevindik mutlu olduk,onun için hayırlı olmasını diledik.Serabı ilk şirkete görüşmeye geldiği gün görmüştüm sanırım belgelerini topluyordu bu zayıf,ufak tefek ama çok keskin,zeki bakışlara sahip cümleleri dahi muntazam bir dikkatle kuran kızı sevdim,ben o günden sonra doğum iznine ayrıldım ve evde kızımı beklerken Fatoşla beni ziyaret etmesinden çok mutlu olmuştum.İzinler bitip istemeyerekte olsa işbaşı yaptıktan sonra arkadaşlığımızı pekiştirme ve birbirimizi tanıma fırsatımız oldu.Yaşadığı bazı sıkıntılardan çabuk etkilensede ve bunu dışa olduğu gibi vursa da hatta bazen derin sessizliğinden kendimize pay çıkarıp üstümüze alınsakta, bunun derin hassas yapısından,hayatı ciddiye almasından yada buna mecbur kalmasından olduğuna inanıyorum ben.Muhteşem saçlara ve güzel bakışlara sahip olan bu arkadaşım şirkette yemeklerde bulduğu bazı kötü süprizlerden ve bu süprizlerin koca yemekhanede sürekli kendisini bulmasından dolayı uzunca bir zamandır yemekhaneye gelmemekte,öğle yemeklerini ıvır zıvır ve bazen getirdiği tostlarla geçiştirmektedir bizide bu suretle endişede bırakmakta sağlığı için endişelendirmektedir,zengin kalkışı yapar gibi geçtiği maliyet bölümüyle artık genel muhasebeye komşu olmaktadır.Şirkette sistemin değişmesine denk gelip aldığı eğitimi,çalışkanlığıyla birleştirerek olumlu değerlendiren arkadaşımın daha iyi yerlere geleceğine inanmakta, canı gönülden desteklemekteyim,ne kadar yükselirse yükselsin güzel insanlığından ödün vermeyeceğine ve kişiliğini asla bozmayacağına emin olduğum nadir insanlardandır Serap.Şirkette bir çok kişiyle kısa zaman kurduğu dostluklarda bunu gösterir zaten.Uzunca bir süre yaşadığı telefon sapığı olayıyla bizim de hayatımıza macera katmıştır,güzel birkızkardeşe ve bir sürü yeğene sahip olan Serap bu yönden kıskançlığıma mahsur kalmaktadır.Serapçım dilerim hayallerin gerçek,hayatın kolay sevdiklerin yanında olsun,hayat sanada hep güneşli yüzünü göstersin inşallah…(Bu arada yazmayı unuttum Serapta bekardır ve ben tüm arkadaşlarım gibi onunda evlenip,mutlu olduğunu görmek isterim)
Not:Serap fotoğraf çektirmeyi pek sevmiyor bu resmi bulana kadar canım çıktı...

17 Ağustos 2006

ASKAM KAMYON VE ARKADAŞLIKLAR"FATOŞ"

Sıra geldi soyadı gibi mutlu olan arkadaşım Fatma MUTLU’ya yani Fatooooş’a Arkadaşlarım arasında en uzunu ,hayatımda çillerin yakıştığınız gördüğüm tek insan,en mantıklısı,en çok bana çıkışanı.1978 doğumlu olanı.Fatoşla ilk başlarda çok sert başladığı arkadaşlığımız, nedenini bile hatırlayamadığım basit bir sebebten deliler gibi bağrışmış herkese rezil olmuştuk şirkette yerini hiç unutmam giriş katında kapıya yakın kalorifer peteğinin önünde o gün çok üzülmüş,eve gidince ağlamıştım Fatoş bana telefon açtı ve aramızdaki nedeni belli olmayan bu gerginlik kayboldu ondan sonra 10 yılı paylaştığımız arkadaşlığımız ufak çatışmalar hariç devam etti,gerçeklik kazandı ve devam ediyor Fatoşla hala aynı şirkette farklı departmanlarda çalışıyoruz ve birçok şeyi paylaşıyoruz.Beraber gittiğimiz öğle yemekleri,yemek sonrası şirket önünde yaptığımız yürüyüşler,kısa telefon konuşmaları ve paylaştıklarımız ki en çok Fatoşu gördüğüm ve sabahın ilk saatlerinde ilk onla sohbet ettiğim için birçok önemli şeyi onla paylaşıyorum.Ağzının sıkılığı( ki birçok arkadaşım böyledir),verdiği pratik mantıklı çözümler hayatıma olumlu anlamda yön veriyor.Hayatın kısalığı ve hızlı akmasını düşünürsek yakaladığımız az ve öz arkadaşlıkların önemi daha ön plana çıkıyor.Hala evlendiremediğimiz ve Gülserle bir an önce everebilmenin derdine düştüğümüz arkadaşımız görüştüğü her kısmete bir kulp takarak ve de boy takıntısından dolayı direk red ederek arasıra tepkimize,ufak çekişmelerimize maruz kalsa da bunun onu sevdiğimiz için olduğunun farkındadır. Ama yaşadığı rahat hayat, istediği zaman arkadaşlarıyla tatile gidebilmesi ve bizden çok gezmesi, aldığı maaşın kendisine kalmasıyla hafif çapta kıskançlıklarımıza,imrenmelerimize ve bekar hayatını özlememize neden olmaktadır.Gülser gibi güzel gözlere ve düzgün bir beyne ve fiziğe sahip olan arkadaşım inanıyorum ki ne kadar etrafında yaşanan olumsuzluklardan ertkilensen evlilikten soğusanda kafana göre birini bulacak ve yiğenlerine olan düşkünlüğünden ailene olan bağlılığından ve tutumlu disiplinli yapından ama yüreğinin derinlerinde çok yakınlarına hissettirdiğin duygusal,sıcak yanından dolayı çok iyi bir anne olacağına inanıyorum. Tabi bu bir kız olacak ve adı da Yağmur(yada sulu bir isim)olacak.Ben her zaman ihtiyacın olduğunda arayabileceğin ve rüyalarını istediğin vakit yorumlamaya hazır bulunacağım.Ve bana istediğin zaman Nurhay diyebilir ve amma narinsin diye takılabilirsin ama sende nazlı oldun bu günlerde dikkatimden kaçıyor zannetme.Dilerim hayallerin yakın,umutların gerçek dostluğumuz daim olur.Bu arada hadi kantine gidip dondurma alalım Faris Abiden…Otur otur sıkıldım ben…Bu arada Fatoşu beğenipte yanında yakınında 1.75 üssü aklı başında bir tanıdığı olan varsa bana başvurabilir biz hala Gülserle çöpçatanlık çalışmalarına devam etmekteyiz(Sakın kızma şaka yapıyorum Fatoş da genede bir gerçek payı varmı ki acaba…)

ASKAM KAMYON VE ARKADAŞLIKLAR"GÜLSER"



Sizlere hala çalıştığım şirketimde 10 yıl içinde de edindiğim güzel arkadaşlarımdan bahsedeceğim. Şirketin Temsa’ ya satılması gündemde bu sıralar hepimizin kafası karışık o yüzden ne olur, tazminatları verirler mi,devam ettirirler mi herkes kafasında koca bir soru işareti ile dolanır oldu.Neticede her şeyin hayırlısı diyoruz,elimizden bir şey de gelmiyor zaten.
Eveeet ilk önce şirkette girdiğim ilk yıllarda kendilerine gidip ben artık sizle gelmek istiyorum yemekhaneye diye kendimi zorla kabul ettirip aralarına girdiğim Fatoş,Gülser ikilisinden Gülserden bahsedeceğim.Canım arkadaşım bundan 4 yıl kadar önce dünyaya getirdiği yakışıklı oğlu Gökhana bakmak suretiyle işten ayrılmış ama arkadaşlığımız eskisi gibi sürmüş,kocalarımızıda tanıştırarak arkadaşlığımızı aile boyutuna itinayla taşımışızdır bu arkadaşlığa şimdilerde çocuklarımızıda katmak istesek te her denememiz bir felaketle sonuçlanmış ,çocuklar birbirini kıskanmış,hırpalamak istememiş, Gökhan kızıma hiçbir oyuncağını vermemek suretiyle deliye çevirmiş ve bir daha bunları yan yana getirmeyelim çabalarımız her defasında çocukları bir araya getirip ortak bir çıldırmayla son bulmuştur.Son zamanlarda Gülser’ inde başka bir firmada tekrar çalışmaya başlamasıyla ayda bir değişik mekanlarda tekrarladığımız kadın kadına sohbetlerimizde çok zevkli hale gelmiş ama her defasında azimle katılmaya çalışıp yarısında bir şekilde yanlarından ayrılmak zorunda bırakılan ben, artık bu işin Serkan’ın bir oyunu olduğunu düşünmeye başlamışımdır.
Gelelim bu ufak tefek güzel gözlü,sakin huylu,çıtı pıtı,çabuk kandırabildiğim, son zamanlarda kendisinden beklenmeyen bir atakla olumlu değişimlere uğrayan,hafif çatlaklaşan daha keyifli hale gelen arkadaşım,aynı zamanda iyi bir anne,iyi bir eş, iyi bir evlat iyi, bir kızkardeş olmaktadır.İnsanı çileden çıkaran bir yavaşlığa sahip olan,hatta bazen yaptığı bir şeyi elinden alıp yapma isteği uynadırsa da bizlerde çok titiz ve marifetlidir yaptığı pohcalar ve pastalarla her gittiğimizde bizleri mutlu etmekte ve tekrarını nasip et diye dileklerde bulunmamıza vesile olmaktadır.Yaşadığı zor günleri en kısa zamanda atlatacağına ve taşıdığı güzel kalbiyle rabbimin ona muhakkak yardımcı olacağına inanmaktayım,dilerim her şey umduğundan da güzel olur…Seni ve dostluğunu seviyor uzuuun seneler daha birlikte olmayı diliyorum,ayrıca bloğumu azimle sıkılmadan takip ettiğin için teşekkürler…

14 Ağustos 2006

Hastalık,tadilat ve özlenen yaramazlık...


Geçen hafta ailecek çok zor günler geçirdik arka arkaya hepimiz aynı hastalığa yakalandık biz 1 günde hastalığı atlatırken bundan en çok etkilenen minik yaramazım Aslı oldu,bir çocuk 6 ayda aldığı kiloyu 6 günde nasıl verir tanık olduk. Bizde ki bu illet hastalık ishal ve kusmaydı ona ateşte eşlik edince hepimiz perişan olduk, hele evimizin içindeki tadilat dolayısıyla anneme yerleşen biz iyiden iyiye bunaldık,sıkıldık.Bir gece yarısı aniden kusmaya başlayan kızıma sabaha karşı ishal eşlik etti doktora götürüp ilaç kullanmaya başlamamıza rağmen 6.günde zor azalttık ishali artık serum takacaklardı ama birkaç iğneyle kapattık olayı çok şükür.Arkasından Serkan,sonra ben ve kızımdan sonra en ağır annem atlattı bu olayı koca kadın ayakta zor durur hale geldi. Bir gün ben bir gün Serkan izin aldı ve atlattık çok şükür.Annemin kızım üzerindeki desteğini o hastayken daha iyi fark ettim ve Allaha şükrettim,ona sağlıklı uzun ömürler vermesi için dua ettim.Her anne gibi Aslının yerinde duramayan hallerinin gidip yerine kolunu kaldırmaya dermanı olmayan, yattığı yerde kalan,baygın bakışlarını görüp kahroldum bir daha asla yaramazlıklarında şikayet etmeyeceğim diye yeminler ettim.Aslı o kadar hareketli bir çocukki bazen yeter diye bağırken bulabiliyorsunuz kendinizi Aslında yaramazlığından çok kendine zarar verecek diye kaygımız. Bu hallerinin minik kafasına zor sığan zekasına delalet olduğuna doktor bizi inandırsada bazen kaybedebiliyorsun kendini işte o anlarda biraz dur Allah aşkına nidaları çınlatıyor ortalığı geçen gün evi tam 80 kere turladı ve en az o kadar koltuktan koltuğa zıpladı düştü düşecek derken bitkin düşürdü bizi peşinde ama alışmışız onun Aslı yapma dedikçe bize inat kıkırdamalarına ve yaramazlıklarını bir adım daha arttırmasına bu hasta halleri ağır geldi bize evde hepimiz onu neşelendirmek için şaklaban olduk türlü soytarılıklar yaptık ama çok azında başarılı olduk. Yattığı yerden bazen tuhaf tuhaf bakmakla yetindi bize siz delirdiniz mi der gibi neyse çok şükür kendine geldiğini isbat ederek, kalbimi defalarca yerinden zıplatan afacanlıklarına başladı.Biz hala annemdeyiz evde tadilat devam ediyor bitince rahat edeceğimize ve güzel olacağına olan inancımızla sabırla bekliyoruz eve girmeye korkuyorum heryer kırılmış dökülmüş.Annem bizi rahat ettirmek için elinden geleni yapmasada herkezin kendi evi,düzeni.Allah sağlık versin yeterki gerisi boş aslında sözünü bu hastalık döneminde bir kere daha hatırladık,benimsedik ve yaramazlıklarıyla beraber bize yolladığı için kızımızı rabbime şükrettik.Allah tüm çocukları korusun ve gözlerindeki ışığı hiç söndürmesin inşallah...
Not:Hamileyken ettiğin dualar kabul eder derler doğruymuş oldum olası gözleri bıcır bıcır bakan yerinde duramayan çocukları sevmiş ve hamileliğim süresince her şeyden önce sağlıklı,hayırlı ama yaramaz,afacan bir çocuk olsun, mızmız olmasın varsın yerinde duramasın derdim rabbim birebir kabul etti dileklerimi hamileyken bebeğinizle ilgili ettiğiniz dualara dikkat edin o yüzden:))

4 Ağustos 2006

Tatilden manzaralar

Toplu olarak fotoğraf çektirmeyi başaramadık gene her sene aynı pişmanlığı dönüş fotolarına bakarken yaşıyorum ama asla aynı anda aynı karede olamıyoruz muhakkak birileri eksik kalıyor bende herkezi toplu olarak burda biraraya getirmek istedim...






Mert artistlik pozlarda
Yanda köyün kadınları Nuriye teyze,kızı ordada ki gülen
hatun annem



















Şenay ve Eyüp balkon keyfinde


Veee Aslı şımarırken,mutluluk dansı yaparken...

3 haftalık tatilin 3.etabı"amcamlar"

3 haftalık tatilimizin 3. ve son etabı Bahçelievlerde ki amcam ve yengemdi.Yengem benim çocukluğumun güler yüzlü meleğidir ben 5 yaşındayken hayatımıza giren bu melek midir insan mıdır karar veremediğim kadını duymasın ama amcamdan çok severim onu yengeden ziyade bir abla olarak görür ve kimseyle paylaşamadığım sırlarımı onla paylaşır,Serkan la olmadık kavgalarımı onun yanında yaparım,onun tatlı diliyle bizi karşına alıp konuşmasına bayılırım…Amcam ve yengem 1999 senesinin kara 17 Ağustosunda 3 çocuğunu kaybettiler,bir bina yığının içinde. Olay o kadar karanlık ve o kadar acı ki anlatmaya dilim,yazmaya elim varmıyor.16 Ağustos 1999 da babam akciğer kanserinden vefat etmişti öğlen 3 civarı amcam ve yengemde bunun için Avcılardan bize geldiler ama çocuklar kötü ortamdan etkilenmesin, perişan olmasın diye teyzelerine bıraktılar ertesi günü beklerken defin işlemleri için,canım yengem kulağıma sabır duaları fısıldar elimi tutarken,acımı paylaşırken en derinden. Beklediğimiz gecede birden sallandık hepimiz nerden bilirdik 3 canın gittiğini 12 saat arayla 4 kişi kaybettiğimizi saat 03.02 den sonra artık hepimiz için başka bir yaşam olacağını nerden bilirdik yengemin,amcamın ele avuca sığmayan bir sıkıntı bastı,kalbim acıyor diyen hallerinin ardından çocuklar korkmuştur bir görünelim gene geliriz deyip te gittikleri koca boşluğu,karanlığı,acıyı hayat o saatten sonra hepimiz için farklı akacağını ve kalbimizde sürekli sızlayan yara açılacağını…Canım SELİMEM 17 yaşındaydı dünya güzeli,temizi bir genç kızdı ben gelin olduğumda etrafımdan hiç ayrılmadı , kim bilir ne hayallerle izledi beni, onun da saçlarını yaptırınca nasıl sevindi. SELİM 9 yaşındaydı yapmadığı yaramazlık yoktu sımsıkı sarılır kocaman öperdi düğünümde en çok o oynadı efeler gibi açıp kollarını her an gülen yüzü gitmiyor aklımdan,ÖMER 4 yaşında en sessiz,gözlerin en karasına sahip annesinin en nazlısı,yanaklarını en çok sıktığım, kokladığım… En son babam hastayken hep beraber geldikleri gün ziyarete Selime’nin koltukta uyuyup kalması,Selimin oyuncakları ve evi karıştırması,Ömerin koltuğun koluna çıkıp öylece oturması,sessizce bizi dinlemesi….daha neler var paylaştığım aklımdan çıkmayan içimi yakan, kavuran ,bitiren…Nasıl dayanacaktı yürek benim ki böyle sızlarken babamın acısını unutmuşken 12 saat sonra bu acıyla bir annenin babanın yüreği nasıl dayanacaktı…Tevekküldü onlarda olan,Allaha bağlılıktı sorgulamayan ve kavuşacaklarına olan inançtı isyan ettirmeyen ondan geldi ona gitti diyen ama içten içe eriyen biten küçülen…Ya yengem o acıda bile büyüyen,kocaman kalbiyle elimi tutup sende perişan oldun buralarda.,acın daha yeniyken diyebilen sımsıkı sarılan…Benin ablam olsa bu kadar iyi anlayamaz,bu kadar candan sarılamazdı herhalde…
Bu yıl 8.senesi kara günün sıkıntısı sardı gene bu 8 senede çok şey değişti acımız dışında, özlem eklendi bir gün kavuşma hayalleriyle büyüyen…Amcam ve yengeme rabbim 2 dünyalar güzeli çocuk daha verdi Mustafa ve Ayşe rabbim onları nasıl severim diğerlerinin üstüne diyen yengemin sözlerine nazaran her bebek güzeldir her çocuk ama bunlar öyle güzel iki çocuk ki baktığınızda bir daha bakasınız gelen,daha bir yaşında cümle kuran ve yaşından üstün bir zeka sahip olan Mustafam ve cilveli,yumoş yumoş Ayşem çok şükür Rabbim bu iki meleği gönderdi onlara tam kayboldular dediğimiz anda …Ve ben onları hiç yalnız bırakmayacağım en zor anımda en zor anında elimi böyle tutan bana bu kadar yürekten sarılan insanları…Zaten Mustafa da senin kaç çocuğun var diye sorup sürekli teyid alıyor benden 2 diyorum kim diyor Mustafa ve Aslı diyorum geliyor sarılıyor kocaman öpüyor yanağımı onları Aslıdan ayırt etmediğimizin,sevgimizin büyüklüğünün farkında minicik bedeniyle zaten sesini duymasam 2-3 gün aklıma düşer sigara gibi…
Birde biz yengemle gözlerimizle anlaşırız gariptir ama anlarız birbirimizi bakışlarla.Serkanda çok sever onları hele Mustafaya biter,amcam ve yengemde ayırmaz onu benden,çok severler.Amcam babamdan sonra baba yadigarıdır bana her gözlerine baktığımda babamı görürüm bazı hareketlerinde,çabuk sinirlenir,çabuk kanar amcam temizdir yüreği bir çocuk kadar,kıskanır ilgi ister hala ama oda yıprandı tıpkı yengem gibi 8 yılda zaten ufak tefek olan adam iyice ufaldı,iyice çocuklaştı şeker rahatsızlığı var ciddi boyutta üzüntüsüne gem vurmak adına daha bir sarıldı işine sabah 5.30 çıktığı evinden akşam 8 de dönüyor 8 senedir her gün pazar hariç.Yengem Bakırköy ruh ve sinir hastalıkları hastanesinde düzenli tedaviler görüyor hele abisini kaybettiğinden beri 1 sene olacak daha ağırlaştı ilaçları, daha soldu yüzü sabahları zor uyanıyor dediği şeyi unutuyor bunada şükür kolaymı taşıdıkları yük.DERDİ VEREN RABBİM DERMANINI VERİR ELBET. Tek neşesi arayan,gelen sevenleri ve üstüne titrediği çocukları,diğerlerini kalbinde taşıdı her zaman bunları kucakdığı her an,kavuşmak var diyerek,dua ederek…
Tatilimiz son etabını onlarda geçirmeye karar verdik Keşandan 3.5 saat süren yolculuğumuz İstanbul terminalinden taksiyle amcamlara gelmekle son buldu yengem bize çok güzel yemekler hazırlamıştı zaten onun evinde kendi evimizde ki gibi rahat ederiz bizim orda yastığımız,yorganımız bile vardır sadece bizim kullandığımız.
Aslı azgınlığına fultıme buradada devam etti hele o kadar oyuncağı uzun bir aradan sonra(tatile giderken yanıma çok oyuncak almadım daha fark şeylere yönelsin diye)hangisini alacağını,oynayacığını şaşırdı.Onları her gün yakındaki parka götürdük,çingene zincirine bindiler,Ayşeyle bol bol kavga ettiler ama yengem bırak kendileri anlaşsın deyince birbirlerini paralayıp orta yolu buldular kendi aralarında.Mustafa ikisine de ağabeylik yaptı örümcek adam sözümüzü tuttuk istediklerini aldık.Yengemle herkes uyuduktan sonra mutfakta çay demleyip sabahlara kadar uzayan uzun sohbetler yaptık,ağladık,güldük, sarıldık paylaştık,andık.Serkan ve Eyüp ile Aslıyı anneme ve yengeme ekip İstanbul turu yaptık. Eminönü,Taksim,Gülhane,Sultanahmet…birçok yeri dolaştık,genç aşıklar gibi sarıldık,koklaştık çocuklara şeker,oyuncak aldık onların mutluluklarını hayal ettik,mutlu olduk.Ve son durak evimize geri döndük rahatlığını ne kadar özlediğimizi içeri girince fark ettik ilk iş güzel bir çay demledik. 3 günde evde dinlendik,geçen Cumartesi kardeşimi Antalya ya yolcu ettik.4 ay sonra tamamen kavuşmak dileğiyle.Giderken de dua ettiğim gibi güzel bir tatil oldu ama Aslıyı bırakıp tekrar işe başlamak ağır geldi 3 haftadan beri her an yanımda olan ufaklık burnumda tütüyor hele saat yaklaştıkça vakit iyice daralıyor.İnşallah böyle beraber nice tatiller güzel günler geçiririz tatilden ziyade birlikte olduğumuz zamanın tatile değer kattığını fark ettik.(o kadar karmaşıktıki bavullar makinayı çıkaramadık eşyaların altından,üşendik şimdi pişman oldum en azından çocukların oyuncakları aldıklarında neşesini çekseydim)

3 haftalık tatilin 2. evresi"köy"

Enezde ki keyifli tatilimiz bitince tatilin 2. etabı olan Edirne/Keşan’ın Küçükdoğanca köyüne en büyük halamın babamın bir çok akrabasının bulunduğu aynı zamanda kendi vasiyetinden dolayı rahmetli babamın kabrinin bulunduğu köyümüze yola çıktık.Keşana kadar rahat süren yolculuğumuz köy arabalarının belli saatlerde kalkmalarından dolayı 2 saat Keşan çay bahçesinde beklemeye mecbur bıraktı.Neyse bunu güzel bir kahvaltı ortamı hazırlayarak zevkli hale getirdik Aslı köy arabalarının harabe olması dolayısıyla sıcak,ve sarsıntıdan bunaldı çok mızmızlandı ilk durak Şenay ve Mert i bırakacağımız Gündüzler köyünde ki küçük halam Fatma oldu Halamın geçirdiği ufak çaplı rahatsızlıktan sonra çok zayıflamış ama düzelmiş bulduk sevindik. Çok titiz olmasıyla ün salmış ve ufak tefek süs eşyalarına meraklı olan halamın evi Aslı için merak uyandırıcı bir yaramazlık merkezi haline geldi tüm odaları kilitleyip Aslıyı bahçeye atmakta bulduk çareyi,hem halamın yeni rahatsızlıktan çıkması,hem aşırı titiz yapısı ve Aslının tepeye vurmuş yaramazlığı bizi aynı gün içinde 20 dakikalık fark olan babamın köyü,büyük halam Kadriyenin evine atmakta bulduk çareyi.2 odadan oluşan fakat geniş bir avlusu olan evde biz pek rahat edemesek te Aslı sabah uyanır uyanmaz dışarı çıkabilme ve özgürce istediği kadar koşturup dolaşabilme şansına sahip olduğu için çok mutluydu.Tek sorunum eskiden kalma bir psikolojiyle hiç birşey yiyemem di her şey o kadar taze ki benim tuhaf bünyem kaldırmadı ben köyde ne süt içebilirim ne yumurta ne yoğurt sebzeyle beslenir gelirim herkes bana kızar ama elimde değil,şımarıklık hiç değil.Neyse hafif kilolu olan bünyeme 3 gün aç kalmak dokunmazdı zaten…


Dışarıda olan tuvalet ve tuvalete çok yakın 2 köpeğin geceleri özgürce dolaşması ki köpekleri ilk gördüğünde Aslı bile deh deh diye at kadar büyük olduklarını onaylamıştı.Fakat gündüz vakti bir şey yapmaz diye elimizi kolumuzu sallaya sallaya gittiğimiz tuvalet yolunda bizi kovalaması arkamıza bile bakmadan avluya kaçmamız ayrı,komik bir maceraydı,birde halamın tedbir için dediği ama beni inandıramadığı fare kapanları gece uykularımı en ufak bir tıkırtıyla bozdu, sivrisinekleri hele o kadar sağlıklılar ki , ısırdımı harbi şişiriyorlar ve 3 gün geçmiyor kaşıntısı

Aslının keyfi bize tüm olumsuzlukları unutturdu Aslı sabah kahvaltıdan sonra sürekli avluda bahçedeydi kedileri kovaladı, kucakladı,mıncıkladı besledi,onlara yedirdiklerinden kendide yedi. Ben ay tüy kaçacak, mikrop kapacak, kene falan desem de Serkan’ın rahat bırak bir şey olmaz telkinleriyle biraz daha ılımlı olmaya çalıştım,ama adına köpek demeye bin şahit köpekleri de sevmek istemesi onlara doğru yaptığı her hamle ödümü kopardı,sürekli peşinde olmak zorunda bıraktı…Tavuklara yem verdi,kovaladı inekleri buzaları sevdi,koyun-keçi ağılından çıkmadı leş gibi koyun koktu sürekli üst değiştirdim ama çok eğlendi,çok güldü.Ben ise köyün dinç,şen,doğal kadınlarının keskin bir zeka ve espiri anlayışı olan sohbetlerine katıldım bol bol.Rahmetli babamın teyzesinin kızı Nuriye teyze ve kızı Mukaddes abla çok güldürdü bizi karnım acıdı ,gözlerimden yaş geldi gülmekten.Serkan ve kardeşim ise köydeki geleneği bozmayıp köy kahvesinde vakit geçirdiler,tavla oynadılar,aylak aylak gezdiler çok canları sıkıldı.Umreden gelen babamın amcası Fettah amca ve eşi çok zarif bir kadın olan Sevim yengeyi karşılamak ve verdikleri yemek ziyafetine katılmak bize de nasip oldu ve bu vesileyle toplanan herkezi görme şansım oldu en azından araba alana kadar bir daha köye otobüsle uğrasak bile kısa tutmaya karar verip,tertemiz havasını içimize çekip çıktık yola…

NOT:
Canım arkadaşım kızımın Gülser teyzesi bazı şeyleri merak etmiş okuyanlarında aynı şeyleri düşünebileceklerini sandığım için genel bir açıklama getirdim konulara…
1-Aslının canım saçlarını kesip,keloğlana benzettik?
Aslı doğduğundan beri saçlarını hiç kesmedik,ama çok ince ve seyrek olan saçlar iyice dolaştı,taranmaz bir hal alıp tüysülenmiş tuhaf bir şekle girdi.Saçlarını bağlatmak istemediği ve taratmadığı için saç diplerinde kırmızı alerjiler çıktı,sürekli kaşımaya başladı rahatsız oldu.Kökü onda gene uzar deyip kıydık kızımın rahatı için canım saçlara…
2-Aslıyı köyde neden çingene gibi giydirdin?
İnan bu konudada suçum yok Aslıyı köyde 8-9 defa değiştirmek zorunda kaldım pire,kene paniğimden dolayı ki zaten saat başı ıslattı köy çeşmesinde kendini, ama her gece azimle elimde yıkadım(malum köyde çamaşır makinası da yok)sabahına kuruttum çamaşırları ama Aslıda bir takında tatil öncesi başladı ne giyse üstüne tatil için aldığım bu elbiseyi giymek istiyor başka elbise giydir üstüne gene bunu giydir diyor nereye sakladıysam bulup getiriyor, çıkarana aşk olsun sırf bu yüzden aynısından 2 tane daha aldım artık kıyafetlerini kendi seçmek istiyor.Sanırım bebeklikten çıkıyor.büyüyor benim kızım.

1 Ağustos 2006

3 haftalık tatilin 1.etabı "Enez"

Herkeze merhaba…3 haftalık uzun bir tatilin ardında tilki hesabı dönüp dolaşıp kendi kürkçü dükkanıma işime dönmüş bulunuyoum dün itibariyle.Bazen bu siteyi okuyan kaç kişinin olduğunu merak ediyorum acaba boşamı yazıyorum diyorum ama yazınca mutlu oluyorum bence kimse okumasa bile bu yeterli bir neden…Neyse konu fazla dağıtmayım tatil mevzuuna döneyim.Olaylı bir şekilde başlayan tatilimiz kardeşim Eyübe gelir ayak izninin tamamını vermeleriyle güzelleşti ama son 3 günde yaşadığım sitresi bir ben bir Allah bilir geldi gelemedi hayır en çok anneme üzüldüm kadının oğluşu geliyor diye yaptığı tüm hazırlıklar kursağında kaldı neyse kesinleşen izinle beraber hızlandırılan dolma,pasta,börek hazırlıklarında nasibimizi bolca almış bulunuyoruz.8 ay önce çalınan arabamızın sıkıntısını atamadığımız için hala arabasız araya başka masraflarda girince bizim araba işi başka bahara kaldı 4 saat olan Tekirdağ-Enez yolunu Aslıyla nasıl aşacağımız bizde bir soru işareti oluştursa da ekibin sağlam olması ve onu bir şekilde oyalayacağımıza inandırdı bizi…Bismillah diye çıktığımız yolda Aslının erken uyanmasından kaynaklanan bir huysuzlukla mızmızlanmasıyla başlasada sonu iyi geldi sorun çıkarmadı kızım oyalamaya bile gerek kalmadı tek sorun benim kucağımdan gitmediği için koltuğa yapışmış gibi hissetsem de kızımı koklayarak,göğsümde uyumasını izleyerek,minik burnuna öpücükler kondurarak geçirdim 4 saati


Eneze indiğimizde aylar öncesinden ayarladığımız insan bize yamuk yapınca yorgun olan bedenime güneşin alnında kalacak yer aramak ağır geldi o kadar bavulla; ağladım ağlayacak neyse 3 saate yakın sitresli bir zamanın ardından müjdeli haber geldi denize çok yakın temiz,ve kocaman bir balkonu olan bir villa ayarlanmıştı.Hemen bavulları atıp birlikte öğlenden beri aç olan karnımızı doyurmaya Tekirdağ köfte yemeye gittik açlıktanmıdır neden çok nefis geldi yoğurtla ıvır zıvırla eylediğim kızım bile bir tabak çorba ve 4 köfte yedi…Ev güzeldi,hava pırıl pırıldı,deniz tertemiz ve boyda boya kumsaldı ve kızım tam gün yanımdaydı Dayısı onu çok şımarttı havalara attı ne isterse aldı,herkez yanındaydı Aslı şımardı,azdı,güldü oynadı sürekli kıkırdadı taklitler yapıp bizi güldürdü,minik mayosunu giydiğinde poposunu sallaya sallaya yürümesi kaç kere ısırdım onu minik poposundan Allah bilir. Annem yanımdaydı,kardeşim yanımdaydı eşim ve kızım mutluydum ama her zaman ki aksiliklerimi yapmaktan geri kalmadım elimde değil yapımda huysuzluk var genetik…

Hayalini kurduğum uzun kahvaltılar yaptık,gazeteleri okuduk ağır ağır,annem bize güzel ziyafetler hazırladı Serkan çok leziz ızgaralar yaptı bunun yanında sıkça kaytardı,bol bol yüzdük kumda Aslıyla oynadık kaleler yaptık,uzun yürüyüşler,her akşam tak çarşını gezdik,Aslıyı da hep yanımızda götürdük Aslı her defasında pamuklu şeker istedi her defasında yemedi bize kaldı birde enfez bir dondurmacısı var tam takıcılar çarşısının sonunda hemen her akşam dondurma yedik Aslıyı gece uykusuna yatırıp türkü bara kaçtık bol bol güzel bağlaba çalan Erguna ve ona Cemala türkülerde eşlik ettik çoştuk,ağladık…Tatilin bitmesine 2 gün kala halamın kızı Şenay ve kara oğlu Mert katıldı bize Şenayın denizde dizlerinden öteye gidememesine güldük,Şenayla ortak olup Serkanı ve Eyübü okeyde yendik hemde uçurum farklarla bolbol dondurma yedik,olmadık şeylere kıırdadık durduk…Kasabasında ki pazardan alışveriş yaptık,çaybahçesinde dinlendik,insanlarla sohbet ettik.Güzeldi biz Enezi seviyoruz inşallah en kısa zamanda ordan bir yazlık alabiliriz o zaman içimiz daha rahat uyuruz yataklarda…