4 Ağustos 2006

3 haftalık tatilin 3.etabı"amcamlar"

3 haftalık tatilimizin 3. ve son etabı Bahçelievlerde ki amcam ve yengemdi.Yengem benim çocukluğumun güler yüzlü meleğidir ben 5 yaşındayken hayatımıza giren bu melek midir insan mıdır karar veremediğim kadını duymasın ama amcamdan çok severim onu yengeden ziyade bir abla olarak görür ve kimseyle paylaşamadığım sırlarımı onla paylaşır,Serkan la olmadık kavgalarımı onun yanında yaparım,onun tatlı diliyle bizi karşına alıp konuşmasına bayılırım…Amcam ve yengem 1999 senesinin kara 17 Ağustosunda 3 çocuğunu kaybettiler,bir bina yığının içinde. Olay o kadar karanlık ve o kadar acı ki anlatmaya dilim,yazmaya elim varmıyor.16 Ağustos 1999 da babam akciğer kanserinden vefat etmişti öğlen 3 civarı amcam ve yengemde bunun için Avcılardan bize geldiler ama çocuklar kötü ortamdan etkilenmesin, perişan olmasın diye teyzelerine bıraktılar ertesi günü beklerken defin işlemleri için,canım yengem kulağıma sabır duaları fısıldar elimi tutarken,acımı paylaşırken en derinden. Beklediğimiz gecede birden sallandık hepimiz nerden bilirdik 3 canın gittiğini 12 saat arayla 4 kişi kaybettiğimizi saat 03.02 den sonra artık hepimiz için başka bir yaşam olacağını nerden bilirdik yengemin,amcamın ele avuca sığmayan bir sıkıntı bastı,kalbim acıyor diyen hallerinin ardından çocuklar korkmuştur bir görünelim gene geliriz deyip te gittikleri koca boşluğu,karanlığı,acıyı hayat o saatten sonra hepimiz için farklı akacağını ve kalbimizde sürekli sızlayan yara açılacağını…Canım SELİMEM 17 yaşındaydı dünya güzeli,temizi bir genç kızdı ben gelin olduğumda etrafımdan hiç ayrılmadı , kim bilir ne hayallerle izledi beni, onun da saçlarını yaptırınca nasıl sevindi. SELİM 9 yaşındaydı yapmadığı yaramazlık yoktu sımsıkı sarılır kocaman öperdi düğünümde en çok o oynadı efeler gibi açıp kollarını her an gülen yüzü gitmiyor aklımdan,ÖMER 4 yaşında en sessiz,gözlerin en karasına sahip annesinin en nazlısı,yanaklarını en çok sıktığım, kokladığım… En son babam hastayken hep beraber geldikleri gün ziyarete Selime’nin koltukta uyuyup kalması,Selimin oyuncakları ve evi karıştırması,Ömerin koltuğun koluna çıkıp öylece oturması,sessizce bizi dinlemesi….daha neler var paylaştığım aklımdan çıkmayan içimi yakan, kavuran ,bitiren…Nasıl dayanacaktı yürek benim ki böyle sızlarken babamın acısını unutmuşken 12 saat sonra bu acıyla bir annenin babanın yüreği nasıl dayanacaktı…Tevekküldü onlarda olan,Allaha bağlılıktı sorgulamayan ve kavuşacaklarına olan inançtı isyan ettirmeyen ondan geldi ona gitti diyen ama içten içe eriyen biten küçülen…Ya yengem o acıda bile büyüyen,kocaman kalbiyle elimi tutup sende perişan oldun buralarda.,acın daha yeniyken diyebilen sımsıkı sarılan…Benin ablam olsa bu kadar iyi anlayamaz,bu kadar candan sarılamazdı herhalde…
Bu yıl 8.senesi kara günün sıkıntısı sardı gene bu 8 senede çok şey değişti acımız dışında, özlem eklendi bir gün kavuşma hayalleriyle büyüyen…Amcam ve yengeme rabbim 2 dünyalar güzeli çocuk daha verdi Mustafa ve Ayşe rabbim onları nasıl severim diğerlerinin üstüne diyen yengemin sözlerine nazaran her bebek güzeldir her çocuk ama bunlar öyle güzel iki çocuk ki baktığınızda bir daha bakasınız gelen,daha bir yaşında cümle kuran ve yaşından üstün bir zeka sahip olan Mustafam ve cilveli,yumoş yumoş Ayşem çok şükür Rabbim bu iki meleği gönderdi onlara tam kayboldular dediğimiz anda …Ve ben onları hiç yalnız bırakmayacağım en zor anımda en zor anında elimi böyle tutan bana bu kadar yürekten sarılan insanları…Zaten Mustafa da senin kaç çocuğun var diye sorup sürekli teyid alıyor benden 2 diyorum kim diyor Mustafa ve Aslı diyorum geliyor sarılıyor kocaman öpüyor yanağımı onları Aslıdan ayırt etmediğimizin,sevgimizin büyüklüğünün farkında minicik bedeniyle zaten sesini duymasam 2-3 gün aklıma düşer sigara gibi…
Birde biz yengemle gözlerimizle anlaşırız gariptir ama anlarız birbirimizi bakışlarla.Serkanda çok sever onları hele Mustafaya biter,amcam ve yengemde ayırmaz onu benden,çok severler.Amcam babamdan sonra baba yadigarıdır bana her gözlerine baktığımda babamı görürüm bazı hareketlerinde,çabuk sinirlenir,çabuk kanar amcam temizdir yüreği bir çocuk kadar,kıskanır ilgi ister hala ama oda yıprandı tıpkı yengem gibi 8 yılda zaten ufak tefek olan adam iyice ufaldı,iyice çocuklaştı şeker rahatsızlığı var ciddi boyutta üzüntüsüne gem vurmak adına daha bir sarıldı işine sabah 5.30 çıktığı evinden akşam 8 de dönüyor 8 senedir her gün pazar hariç.Yengem Bakırköy ruh ve sinir hastalıkları hastanesinde düzenli tedaviler görüyor hele abisini kaybettiğinden beri 1 sene olacak daha ağırlaştı ilaçları, daha soldu yüzü sabahları zor uyanıyor dediği şeyi unutuyor bunada şükür kolaymı taşıdıkları yük.DERDİ VEREN RABBİM DERMANINI VERİR ELBET. Tek neşesi arayan,gelen sevenleri ve üstüne titrediği çocukları,diğerlerini kalbinde taşıdı her zaman bunları kucakdığı her an,kavuşmak var diyerek,dua ederek…
Tatilimiz son etabını onlarda geçirmeye karar verdik Keşandan 3.5 saat süren yolculuğumuz İstanbul terminalinden taksiyle amcamlara gelmekle son buldu yengem bize çok güzel yemekler hazırlamıştı zaten onun evinde kendi evimizde ki gibi rahat ederiz bizim orda yastığımız,yorganımız bile vardır sadece bizim kullandığımız.
Aslı azgınlığına fultıme buradada devam etti hele o kadar oyuncağı uzun bir aradan sonra(tatile giderken yanıma çok oyuncak almadım daha fark şeylere yönelsin diye)hangisini alacağını,oynayacığını şaşırdı.Onları her gün yakındaki parka götürdük,çingene zincirine bindiler,Ayşeyle bol bol kavga ettiler ama yengem bırak kendileri anlaşsın deyince birbirlerini paralayıp orta yolu buldular kendi aralarında.Mustafa ikisine de ağabeylik yaptı örümcek adam sözümüzü tuttuk istediklerini aldık.Yengemle herkes uyuduktan sonra mutfakta çay demleyip sabahlara kadar uzayan uzun sohbetler yaptık,ağladık,güldük, sarıldık paylaştık,andık.Serkan ve Eyüp ile Aslıyı anneme ve yengeme ekip İstanbul turu yaptık. Eminönü,Taksim,Gülhane,Sultanahmet…birçok yeri dolaştık,genç aşıklar gibi sarıldık,koklaştık çocuklara şeker,oyuncak aldık onların mutluluklarını hayal ettik,mutlu olduk.Ve son durak evimize geri döndük rahatlığını ne kadar özlediğimizi içeri girince fark ettik ilk iş güzel bir çay demledik. 3 günde evde dinlendik,geçen Cumartesi kardeşimi Antalya ya yolcu ettik.4 ay sonra tamamen kavuşmak dileğiyle.Giderken de dua ettiğim gibi güzel bir tatil oldu ama Aslıyı bırakıp tekrar işe başlamak ağır geldi 3 haftadan beri her an yanımda olan ufaklık burnumda tütüyor hele saat yaklaştıkça vakit iyice daralıyor.İnşallah böyle beraber nice tatiller güzel günler geçiririz tatilden ziyade birlikte olduğumuz zamanın tatile değer kattığını fark ettik.(o kadar karmaşıktıki bavullar makinayı çıkaramadık eşyaların altından,üşendik şimdi pişman oldum en azından çocukların oyuncakları aldıklarında neşesini çekseydim)

4 yorum:

Burcu - Mutfak Camı dedi ki...

Şu an acelem var, yazını okuyamadım daha sonra tekrar gelip okuyacağım ama bu resim çok daha tatlı ve sıcak olmuş seni daha fazla yansıtmış diyecektim. İyi ki değiştirmişsin...

Aslı'ya dair dedi ki...

teşekkür ederim.Öylesine konmuş bir resimdi kaldı ama yorumlarda ilk dikkati çeken oluyor.Annenler geldi galiba,gözün aydın.

Burcu - Mutfak Camı dedi ki...

Slm, yine ben. Annemler geldi bir hafta beraberdik gittiler bile. Zaman çabuk geçiyor. Yazını okudum çok etkilendim yengenin yaşadıklarından. Üç çocuk kaybetmek... Düşünemiyorum bile acısını. Allah iki çocuğuna uzun ömürler versin. genel olarak tatiliniz güzel geçmiş anladığım kadarıyla. Ne güzel bol bol gezdiniz eğlendiniz. Çanakkale'ye yolunuz düşerse bize de beklerim. Belki seneye tatil planlarınız arasına alırsınız. Sevgiler...

Aslı'ya dair dedi ki...

Allah kavuştursun o zaman tekrar tez zamanda,güzel şeyler çabuk bitiyor benim tatil gibi mesela :)))Evet gerçekten çok zor şeyler Rabbim bir daha yaşatmasın diyoruz,kimseye evlat acısı göstermesin.Çanakkaleye geleceğiz birkere daha tadı damağımızda kaldı,inşallah sanada uğramak isterim.
Sevgiler...