8 Ekim 2012

Evim ve şükür

Trafiğin ters aktığı,kuru havanın cildimizi pulpul döktüğü, Afrikaya inat yaşadığımız yeşillikten ve insanların,hayatın yavaş aktığı ülkeden hızlı bir geçiş yaptık kendi yurduma,nemli yağmurlu havaya,oranın tüm ağırlığı ruhumuza işlemişken telaşlara,hıza alışmak kolay olmadı,bocaladık, ne çok alışmışız aslında sevmişiz aslında biz Afrikayı... Dönüş yolu uzundu,eve özlem son demdeyken dahada bir uzadı fakat çok keyif aldık biz,sıkılmadık hiç hele Güneyafrikadaki uzun bekleyişte gezme şansımız oldu Nelson Mandelanın adının verildiği tarihi bir binayı,alışveriş merkezi yapmışlar bayıldık oraya,hele yediğimiz pizzanın tadı damağımda kaldı,nasıl güzel eşyalar vardı hepsini alasım geldi Serkan zor engelledi beni,birde çok uzun süre güldüğüm yeşilböceğin akibeti var... Ama evim,ahh kokusunu özlediğim evim nasıl sevindim kapısından girince,çok özlemişim çok, canım ailem,onların bekleme telaşına hazırlıklarına yardım eden beni kapıda karşılayan canım dostlarım iyiki varlar,birde Ahmet Hamza kuzum var miss gibi kokan,halasını ilk görüşte kendine bağlayan,ve beni 3.kez yenge yapan Elif kuzusu var bu sene bol bol bebek kokusu var,çok şükür... Aslının okula,derslere adapte olma süreci var,zorlandı çok kedi,köpek,bahçede oyun derken hop dersler başladı son hız neyse şeker gibi bir öğretmenimiz var,bize çok yardımcı olan çok şükür,alıştı gibi zaten... Ve daha görülmeyen,özlenen dostlar var,okunacak kitaplar,seyredilecek diziler,filmler ve evde olmayı en sevdiğim mevsimi yaşamak var,Serkanı beklemek var,Rabbim sağlık versin,ülkemize barış versin,yaşanan kötü şeylerin yanında yaşanacak birçok güzellikte var, çok şükür,çok,şükür...

Hiç yorum yok: