29 Aralık 2006

İyi bir yıl ve iyi bayramlar...


Yeni bir yılda güzel başlangıçlar diliyorum...


Bizim şirket gene yapacağını yaptı Şubatın 6 sına kadar nedensiz izne çıkarıyor herkezi tabi işçiler ve mühendisler hariç diğer bölümler dönüşümlü gelecek bu kadar karışık,belirsiz bir durumda dönüşümlü gelmek dahi sinirlerimi bozuyor bana kalsa bende hiç gelmesem ama yoook muhasebe olarak geleceksin,madalya takacaklar ya bize şirket olarak en düşük maaşlar muhasebeye ait ve muhasebe ne olursa olsun sürekli çalışan bir bölüm ama en derin kazıklarıda yemiştir yıllarca üst kademeden vede sevgili personel müdürümüzden....
Umarık artık yolun sonudur bu izin artık kimse çalışmak istemiyor kendimizi kurbanlık koyunlar gibi hissediyoruz açıklama yapılmıyor ve kimsede irdelemiyor artık herkez kaderin razı olmuş gibi tek tük sesler çıkıyor onlarda arada kayboluyor....

Kendimle ilgili çok büyük hayallerim var bu senede bazı şeyler değişecek bazı süprizlerim olacak sizlere benim elimde olan herşeye güzel bir fırça darbesi atacağım önce kendime tabi herşeyi geride bırakacağım biriken tüm kinlerin,dertleri bir araya toplayım bir kibrit çakacağım hepsini yakacağım,son yaşadığım olay kamçı etkisi yaptı bende farklı bir Nuray olacak eski mutlu Nuray,Rabbime yalvarıyorum bana yardımcı olsun yanımda olsun benim en içten sıkıntılılarımı bilen o ve ben ona sığınırım her zaman,o na emanet ederim kendimi ve sevdiğim herşeyi güzel şeyler olsun Rabbimde bana yardımcı olsun,bende elimden geleni yapacağım 29 yaşında,en beğendiğim en sevdiğim çağlarda güzel şeyler olacak inanıyorum sizde inanın,sizler adınada güzellikler diliyorum hayallerinizin peşinden koşun ve hayalleriniz size yakın olsun...
Sevdiklerinizle bir ömür boyu sağlık içinde(en önemli şey sağlık)mutlu güzel günler diliyorum...

27 Aralık 2006

Panik Depresif...

Aslında ne yazacağımı bilmiyorum zor günler yaşıyorum…Bazı şeyleri yıllardır içimde biriktirdikten sonra hatta kendime bile itiraf edemediğim bazı hesaplaşmaları teker teker bilinç altımdan çıkarıyorum yıllardır düzenlenmeyi bekleyen dosyalar gibi…İçimde tutmak ağır geliyor artık biran önce hesaplaşalım bitsin istiyorum,bünyem kaldırmıyor aslında fakat kararlıyım her şeyle hesaplaşacağım,içimde bakılmayı bekleyen tek dosya kalmayacak…

Geçen hafta sonu Aslı bizi çok korkuttu bir anlık dikkatsizliğin nelere kadir olabileceğini ve ne kadar üstüne titresen yanıbaşında olsan da hiçbirşey yapayacağını ispatladı.3 kere ardı ardına yüreğimizi yerinden çıkardı benim afacan kızım…

Cumartesi günü bir anlık boşluğumdan faydalanıp kendi şampuanını içti nasıl bıraktım onu aşağıda,nasıl açık kaldı banyo kapısı anlayamadım ya içtiği çamaşır suyu olsaydı Allah korusun…Doktora telefon ettik hemen kendi şampuanı olduğu için zararı olmayacağını getirmemize gerek olmadığını söyleyince içimiz rahatladı ama ben o gün hiç iyi hissetmedim kendimi,Pazar günü babasının yeni aldığı baloncuklar çıkaran ışıklı bir tabanca ile oynuyordu özel bir sıvısı var sabun gibi oyuncağa bayıldı ve bir an nasıl oldu kimse anlamadı Aslı hemen yanımızda ki sıvıyı hooop mideye indirdi bakakaldık kusturduk hemen ama bunun boğazına takıldımı iğrenç bir sıvı zaten pis kokuyor nasıl içti bunu... kusamaz,takıldı boğazına nefes alamaz rengi gitmeye başladı ambulans çağıralım derken bu kustu ve hiçbirşey olmamış gibi oynamaya başladı arkasından gene doktor ve firma arandı arkasında yazıyor sıvı tamamen zararsızdır diye ama o hali benim için son damla oldu ,hiçbir tepki veremedim çünkü,hayat normal akışında devam ediyor sandık kalktım Aslıyı uyutmaya gittim odasına bir süre sonra sol tarafım uyuşmaya başladı Serkanı çağırdım sen devam et uyutmaya ben iyi değilim diye bir süre sonra baktım uyuşukluk vücuduma yayılmaya başladı Allah muhafaza dedim felç mi oluyorum hemen çağırdım Serkanı ben iyi hissetmiyorum bırak Aslıyı falan tansiyonumu ölç,annemi ara hemen gelsin dedim saat 22.45 e rağmen uyumayan kızım kapmış oyuncaklarını birinide benim elime tutuşturmaya çalışıyor hala oyun derdinde çocuk ne yapsın... annem gelmiş o geldiğinde ölü balık gibi bakıyormuşum sonrasını hatırlamıyorum en son hastanede yediğim 2 iğne ve doktorun bu kadar hızlı nefes almaya devam edersen seni yoğun bakıma alacam ağzına taktığım hortumdan nefes alacaksın dediğini hatırlıyorum…Serkanın anlattığına göre birden hızlı nefes almaya başlamışım kendimde değilmişim ama sürekli ağlıyormuşum ve şiddetli bir şekilde titriyormuşum herkez çok korkmuş Aslıyı annem hemen çıkarmış odadan ama ağlamamı duyup çok ağlamış zor sakinleştirmiş,herkez çok üzülmüş bende çok üzüldüm ama elimde değildi sanırım bazı şeyleri bu şekilde attım…Doktorun teşhisi panik depresif atak,ona göre yaşadığım çok normal sadece nefes alışlarım bu şekilde olursa ve uzun sürerse tüm vücut kalp,kan akış dengemi bozup komaya girebilirim 2 gün dinlenme sonrası işime başladım şimdi iyi bir psikoloğa gitmeye karar verdim bayram sonrası inşallah ve artık kendime zaman ayıracağım mutlaka haftada 2-3 saat bile olsa arkadaşlarımla buluşup bir kahve içeceğim,yada arada kendi başıma birşeyler yapacağım, sanırım buna ihtiyacım var.

Arayan soran tüm arkadaşlarıma teşekkür ediyorum merak etmeyin iyiyim,daha iyi olacağım eski şen,etrafına binbir umu dağıtan hallerime geri döneceğim, bu sadece bir geçiş dönemi .Aslıyı merak edenlere çok iyi Allaha şükür hatta içtiği sabundan sanırım kabız sorunuda çözüldü:))))

19 Aralık 2006

Canıma,Oğluma,Arda ya...

Canım oğlum,buraya senle ilgili bir şeyler yazıp yazmamak arasında çok geldim gittim ama yazmamanın seni yok saymak olduğuna karar verdiğim için zorda olsa yazacağım,yüreğim elverdiği kadar birşeyşer…

Hamile olduğumu öğrendiğim 15 Mart 2004 günü kan değerinin yüksek çıkmasıyla ikiz olma ihtimaliniz,kalp atışlarınızı duyduğum gün sevincimide katlayarak kesinleşmişti,hamile olduğunu öğrendiği anda dünyanın en mutlu insanları olan bizlerin sevinci ikiye katlanmıştı,hele 16.haftada doktorumuz Hakan Bey bir kız bir erkek haberini verdiğinde ne kadar şanslı olduğumu düşünmüş Allaha şükretmiştim.
Babanla isim ararken ilk senin ismini bulduk baktığımız listede hemen Arda yı işaretledik,anlamı çok güzeldi sonradan gelen değerli olan demekti hem Trakyalı olan yanımada hoşgelmişti ,paylaşmıştık ikiz olduğunuzu tüm sevdiklerimizle tüm dünya bilsin istiyorduk mutluluğumuzu…

Unutmuyorum gördüğüm rüyayı kötü haberi alacağımın bir gün öncesi Ayten teyzen gelmişti hani Ayşegül ve Oğulcan’ın annesi Ayşegül ablan kız ne tarafta yatıyor erkek ne tarafta diye saatlerce sorular sormuş ikinizise defalarca öpmüştü…
Rüyamda bebeklerden bir tanesinin gelişmediğini görüyorum,nasıl üzülüyorum,ağlıyorum ama hiç kötüye yormuyorum normaldir ya hamilelikte görülen bu rüyalar,babana anlatıyorum ilk başta olsaydı çok üzülmezdim ama bundan sonra kaldıramam böyle bir olayı diyor…
Hakan Bey dikkatle muayne ediyor ben defalarca sorular sorup her zaman ki gibi beynini ütülüyorum,gelişmeleri aynı bir sorun yok değil mi diye suratıma bakıyor bir şey demiyor ve karşısına alıyor ikimizide anlıyorum donuklaşan bakışlarından korkuyorum,bir tanesinde gelişme geriliği gözüküyor takip edeceğiz,aslında biliyor her şeyi ama bize söylemiyor,bunu duyupta rahat dururmu hiç anneciğin bir sürü doktora gidiyor hepsi farklı bir şey diyor,en sonunda bu konuda bir numara olan Prof.Atıl YÜKSEL den babanız zor zar randevu koparıyor,yol uzuyor bitmiyor ikimizde konuşmuyoruz,hala umut taşıyoruz konuşursak büyü bozulacak sanıyoruz,yolda tansiyonum yükseliyor fenalaşıyorum bir ara dönelimö diyor baban ama artık kaçmak istemiyorum,gidelim diyorum…

Atıl Bey uzun bir muayne sonucu değerleri yazdırıyor rakamlar banabirşey ifade etmiyor ve odasına alıyor bizi incitmeye korkuyor ama açık açık söylüyor sanki çok önceden bildiğim gerçeği bebeklerden biri erkek olanı gelişmiyor,kızınız çok sağlıklı Allahın izniyle kucağınıza alırsınız ama diğer bebeğin muhtemelen birkaç haftaya kalbi duracak....Orda,o anda kalıyor bir yarım ağlayamıyorum o kadar doluyor ki içim tek kelime çıkmıyor ağzımdan... kızınız çok sağlıklı insanlar kendileri bazı nedenlerden kalbini durdurma kararı veriyor ama rabbim size bırakmamış bu kararı çok gençsiniz diyor o halime bakıp açıklama yapmak zorunda hissediyor,eve dönüş yolunun yarısında ağlama başlıyorum babanla sarılıp ağlıyoruz çaresizlik yakıyor içimizi keşke elimde olsa bir şey de dünyaya gelebilsen diye düşünüyorum,hele içimde ki hareketlerini hissedip atan kalbini düşününce içim acıyor ne zaman duracağını düşünüp kendimi kahrediyorum çok zor günler yaşıyorum ondan sonra varlığınla ikiye katlanan mutluluğum yerini hüzne endişeye bırakıyor kardeşinide kaybetme korkusu yaşıyorum,baban o kadar içine atıyor ki her şeyi bir gece ansızın düşüp kalıyor,kalkamıyor nefes alamıyor o kadar korkuyorum ki kımıldayamıyorum bile taksinin geldiğini seni nasıl kaldırdıklarını dışardan izler gibi izliyorum, doktora götürüyor hemen annanen ve dayın psikolojik olduğunu öğrenince bu
tramvanın,biede panikatak eklenince peşine anlıyorum babana herşeyin dahada ağır geldiğini, kendime geliyorum daha güçlü duruyorum,yada öyle gözüküyorum…

05 Kasım da doğuma giderken o kadaer değişken ruh halleri yaşıyorum ki hem
mutlu hem yaralıyım sana aldığım her şeyi geri verirken içim acıdı ya saatlerce vermek istemedim,gene içim acıyor ama belli etmiyorum,doktora hiç sormadım ya o günden sonra kalbi durdumu diye cesaret edemedim ya sadece doğum öncesi bir tulum battaniye yeter hastane her şeyi karşılıyor dediğinde anladım çoktan kalbinin durduğunu hareketsiz kalmandanda anlamıştım ya soramadım işte sanki sessiz bir anlaşma imzalamış gibi devam ettik muaynelere…

Kardeşin Aslıyı kucağıma verdikleri gün tepkisiz kaldım ya şaşırdılar bana ağlayamadım çünkü gideceğini öğrendiğim günkü şey oturdu boğazıma boş kalan bir koluma bakıp,dünya tatlısı kardeşine bakıp,seni koklayamadım ya.

Babana sarıp sarmalayıp vermişler ya seni belki annesi görmek ister diye ama onlar hemen dağıtmışlar konuyu çıkmışlar dışarı,sorsalar ne derdim bilmiyorum ki bakabilirmiydim yüzüne yüzüne baktıktan sonra çıkarmıydın aklımdan demekki görmemem hayırlıymış Babanı düşünüyorum nasıl defnetti seni,nasıl dayandı yüreği ve evladını kaybeden birçok anneyi düşünüyorum daha koklamadan yüzünü görmeden bende bıraktığın acıyı düşünüp Allahtan onlara sabır diliyorum.

Çok zordu annecim neler yaşadık bir bilsen şu kalpte ne fırtınalar koptu onları dindirmek ne zordu,ARDACIM cennet kuşum yokluğunu kabullenmek ki benim için bir dönüm oldu ,Hanife yengen hani varya 3 meleğini cennete gönderen gördüğü rüyayı anlatana kadar,o kadar inanırım ki onun kalbine gördüğü rüyanın Salihliğine de inandım
'Rahmetli Ahmet Dedenin kucağında sapsarı maviş gözlü bir bebek varmış yengen demişki abi benim çocuklarımı ihmal mi ediyorsun bu bebek kim,demişki, onlarıda ihmal etmiyorum ama bu torun ötekini sevemedim ya dünyada bunu çok seviyorum indiremiyorum kucağımdan,demekki cennette deden,yeğenlerin ve dayın Korayla buluştun ve mutlusun,inanıyorum cennet kuşum birgün mutlaka anneciğin saracak seni,koklayacak doya doya merak etme o tanır seni kalp atışından tanır anneciğin sende anneni unutma biliyorum buluştuğumuzda sen karşılayacaksın beni,seni unutmadım unutmayacağım güzel cennet kuşum rahat uyu.biliyorum ki gittiğin yer annenin kucağından daha sıcak, daha güzel,daha mutlu…

11 Aralık 2006

Bizim eve bir pamuk şekeri geldi

Hafta sonumuz çok güzel geçti,havanın güzel olması ve Serkanın hafta sonu evde olması beraber birşeyler yapabilmek için güzel bir fırsattı...
Cumartesi günü annem ve kardeşim dahil hepimiz Pendiğe gittik.Aslı ordaki parkta 2 saate yakın oynadı salıncaktan inmek istemedi,sırada bekleyenlere bizi rezil etti başında bir sürü çocuk ve annesi kuyruk olmuş kötü gözlerle bana bakıyor indir şu çocuğu der gibi sanki ben indirmiyorum,annecim hadi kaydırağa gidelim,şeker alalım,bek herkez bizi bekliyor inmezsen ben gidiyorum... gibi hiçbir öneri Aslıyı iknaya yetmedi,indirmeye çalıştıkça daha salıncağa dokunur dokunmaz basıyor çığlığı sonrasını biliyorum yere yatıp saatlerce ağlayacak çocuğu eğlenmeye getirmenin bir anlamı kalmayacak parkta daha 10 tane salıncak var ama çok kalabalık ve ısrarla millet bizi bekliyor içimden inmiyor kardeşim siz indirin kolaysa demek geliyor ama insanlar anlamıyooor.Neticede inmedide ben artık indiremiyorum buyrun siz ikna edin der olmuştum ki bizim kızın gönlü oldu ve indi,sanki bekleyenlere han bağışlamış edasıyla kaydıraklara yöneldi.Kaydırak tepesinde baloncuyu gördü ve o kadar büyük bir hızla indiki merdivenlerden hepimiz çok güldük.Aslının bir huyu var oyuncak konusunda ne alırsa iki tane olsun istiyor karşılıklı oynatabilmek için,iki tane at mı zebra mı karar veremediğim balonla yanımdaydı çok düşünceli çocuğum birinide bana almış karşılıklı oynatalım diye yarım saatte balon şeklindeki atlara ot yedirmek,duvar üzerinde gezdirmek suretiyle oynamakla geçti,sonra Pendik pazarını üstün körü gezdik Aslının bebek arabasını almayı unutmuşuz,kollarım koptu kucağımda taşımaktan yere bıraksam çok kalabalık ve birşeyin başında saatlerce kaldığından vakit harcanıyor,öyle şirinlikler yapıyorki kucağındayken yanaklarını sıkıyor saçlarını düzeldiyor,kedi gibi öptürüyor adamı öyle bir kandırıyor ki 15 kiloyu taşıyormuş gibi hissetmiyorsun eve gelince ağrıyan kol kaslarından olayın farkına varıyorsun...
Pazar sabahı halamın kızı Aslının(şee)si olan Şenay a gittik,öğleden sonra Rahmetli babamın amcasının torunu Levent,eşi Cemile ve 2 aylık kızları Zeynep bizdeydi,pamuk şekeri gibi maşallah hele gözleri maviş maviş öptük,kokladık Aslı ilk başlarda çok ilgi gösterdiği bebeği bir zaman sonra kıskandı ve bebeğin annesi olmak üzere herkeze kendini sevdirerek ilgiyi bebekten dağıtmak üzere türlü soytarılıklar yaptı,yemeğe kalmaları için ısrar etsekte başka biryere daha söz verdikleri için kalktılar.Bunu saymıyoruz Leventcim Zeynep kızımızı daha uzun sevebilmek için yatıya bekliyoruz...(Bu arada Levent bana Temsa işinin olduğuna dair güzel bir müjde verdi umarım doğrudur,umarım herşey biran önce yoluna girer)

6 Aralık 2006

Serap arkadaşımın isteği üzerine...

Aynı bölümde çalıştığımız ama kısa bir süre önce maliyet muhasebesine transfer olup bize komşu olan arkadaşım neden yeni birşeyler yazmadığımı sordu,sanırım rehavet bu şirketin belirsizliği beni bitirecek...Şirketimizin yalan rüzgarına dönen satış meselesi hala neticeye bağlanmadı bizler ise morali sıfır birşekilde mecburiyetten gelip çalışama devam ediyoruz,ayaklarımız geri geri gitsede kimsenin tazminatını alıp gitmeye niyeti yok,10 sene mi vermişim buraya tazmintı yedirmem,tabi onlar şirketi kapatır iflas gösterirlerse ne b..k yeriz onuda bilmiyorum.Amcamın başına böyle bir olay gelmişti Mutafçılarda çalışırken tazminatını 4 sene sonra taksitlere bölünmüş halde aldı tabii canım tazminat çerez parasına döndü.

İnanın çalışmaktanda soğudum insanın birşeyler için emek verip hakkını alamaması,adam yerine koyulmaması çok acı ben buraya sabah 08.00 de geliyorum akşam 17.30 a kadar günüm burda geçiyor,kızıma özlem çekiyorum neden babamın hayrına mı geliyorum ben buraya,neden hakkımın emeğimin karşılığını vermiyorsunuz,neden haklarımı savunacak kimse yok,biz memurların sendikaya üye olmasıda yasak çıkarıyorlar hani çıkarmaları önemli değilde ya tazminatı vermezlerse hani keşke bilsem üye olduğum zaman tazminatı verip beni atacaklar birgün durmayacağım burda,neyse iş yeri böyle karışık işte hala en son büyük vbir firmaya satıldığını duyduk ama her zaman ki gibi dedikoduda olabilir kimsenin bize açıklama yaptığı yok ve sanırım olmayacakta...

Bunun dışında Aslı ile çok büyük bir mucadeleye başladık 2 yaş ile birlikte dank diye inatta geldi bize hediye.Sürekli çıplak dolaşmak istiyor bezini bağlatmıyor ve çişinide söylemiyor,en ufak birşeyde saatlerce ağlıyor istediğini yaptığın an sanki salya sümük ağlayan o değil gibi susuyor,artık işe gittiğimin farkında ve eve gelince beni cezalandırıyor onu bırakıp işe gittiğim için eve geldiğimde gönüllü kölesi olarak her istediğini yapmamı istiyor daha montumu çıkarmadan oyuncaklara götürüyor gün içinde yapmamız gereken herşeyi uyku saatine kadar yaptırıyor bana beş dakka oturmama dahi izin yok,uyku zamanı kendini saatlerce sallatıp türlü ninniler dinleyip öyle uykuya dalıyor saat 21.30-22.00 civarı uyuduğunda kalkıp bulaşıkları yerleştiriyorum,oyuncakları topluyorum ve sevgili eşim saat 23.00 civarı koltuk yüzü gören benden güler yüz ve enerji bekliyor....Hani şikayetçimiyim asla öyle olsa 2.çocuğu istemezdim ama bende insanım ve bu sene çok yoruluyorum,eee kafamda gündelik sıkıntılardan ötürü kalabalık olduğu için şen kahkahalar atamıyorum...
Dün 7 aylık hamile bir arkadaşım,onun yengesi ve eşleri bizdey di yengesinin aslıyla yaşıt bir kızı ve 3 e giden bir oğlu var Aslı onları görünce pek bir mutlu oldu,marifetlerini göstermek için koltuğa çıkıp hop hop yaparken hoooop aşağı düştü sanırım,canı yandığı için değil ama düşüp te karizmayı çizdirdiği için çok ağladı canım kızım yaa,sonradan çok güldüm o haline.Sunanın göbişini sevdim Mert bebekte beni kırmayıp birkaç tekmesini esirgemedi benden,arkadaşım 12 sene sonra kavuştu bu bebeğe ve çok mutlular onları mutlu görmek benide mutlu ediyor,sağlıkla Mert bebeği koklamak için dua ediyoruz,tekrar Rabbimden isteyen herkeze nasip etmesini diliyoruz...