31 Ağustos 2007

Neydi?

Neydi onu bu kadar korkutan geceleri uyutmayan zamansız ölüm korkusumu ölmekbu kadar korkutamazdı onu o kadar inanırdı ki Rabbine ve onun merhametine bilirdi ona kavuştuğunda onu herkesden daha sıcak kucaklayacığını.

Eskiden hayat ne kadar kolaydı anne oldu sonra hayatta tahmin edemeyeceği kadar sevdi bağlandı o minicik bedene. Allah ne kadar yüceydi, bu ne güzel bir hediyeydi ve her an şükretti,herkeze yaşatmasını diledi bu büyük aşkı.

Herşey yolunda ve düzene girmişti ama geceleri aniden beynine çakılan adını koyamadığı şey neydi yoksa şu panik atak rahatsızlığımıy dı bu kadar derinden etkileyen onu,ama o çok güçlüydü herkeze telkin verirken nasıl kendine laf geçiremezdi.

Aslında ölüm değildi nefes alamadığını sandığı anlarda yada beyninde korkunç kasılmaları hissettiği anlarda onu korkutan geride bırakacaklarıydı onun kalbini sızlatan içini acıtan kim koklayabilirdi gül yüzlü meleğini onun gibi kim sarılırdı ona kimin içi acırdı sivri sinekler yedi diye kim severdi onu onun kadar daha çok minikti annesi kadar kimse sevemezdi onu,anne olmak ne kadar güzel ve ne kadar zor diye düşünür dururdu insan ölmekten bile korkuyordu.

Ya hayalleri düşlerindeki gül yüzlü Mustafası,bir kere daha yaşasın diye o güzelduyguyu herşeyi göze alması.

Hayat zordu ama yaşamayı seviyordu yaşamaya değer şeyler vardı hayatında ne kadar boş diye düşünür dururdu günlük telaşlar mesela yarın evi toplamayı,yavrusuyla oynamayı,akşama ne yemek yapacağını düşünürken insan yarını görememek te vardı hatta bir çok insan planlar yaparken hayata veda etmiyormuydu arkasında yarım bırakılmış işler ertelenmiş özürler söylenmemiş birçok söz varken,veda bile edemeden.

Anlamazdı ki kimse onu kimseyi kırmamak için sakındığı bakışları edemediği sitemleri ve kimsenin zor olan hayatını dahada zorlaştırmamak için sürekli gülenyüzü ve hoşsohbetleri vardı hatta birçok arkadaşı onu dertsiz sanardı,oysa derinlerde ne kırılmışlıkları,hayal kırıklıkları ve içine attıkları vardı,ama o kadar sıcak gülerdi ki herkeze en ufak bir surat asıklığını istemez çekemezdi kimse kimseyi üzmek istemezdi zaten,sonra kendisi dahada çok üzülürdü.

Ahhh bir bulsa neydi onu uyutmayan geceleri çok severken karanlığa küstüren, hayalet gibi evin içinde dolaşırken bulurdu kendini,çok isteyip bırakamadığı sigara dahada mı artmıştı bu sıralar zaten yakında yaşadıklarından değilde bu sigaradan öleceğim diye düşünürdü tıpkı babası gibi acaba babasıda mı aynı şeyleri yaşamıştı uyuyamazdı oda geceleri genetikmiy di keşke o kadar çocuk olmasaydıda neyin var deyip tüm dertlerine ortak olsaydı olabilseydi ama daha 20 yaşında bırakıp gitmişti onu babası oysa düzeltilmesi gereken,söylenmeyen neler vardı.

İnsanları çok severdi ,hayatı severdi o herşeyi incitmekten çekinirdi birtek gerçekten sevdiklerine geçerdi nazı belkide bu yüzden en çok onları kırar,onlar görmeden en çokta onları incittiğine ağlardı genede anlatamazdı onlara sevgisini sanki çok sevdiklerine sevdiğini söylerse onlarda uçacak sanırdı elinden bir tek evladına karşı kırılmıştı bu kilit Allahın bir lutfuydu bu ya onada belli edemeseydi sevgisini,anlamazdı çevresi onu içten içe kıskanırlardı bir insan yavrusu nasıl bu kadar sevilir hatta belki en yakınları bile çünkü onu sevebiliyorsa onlarıda böyle açık sevmeliydi ama anlatamazdı işte değişik birşeydi bu anlatılmazdı.

Hiç sevmezdi ağustos ayını belki çok sevdikleri bu ayda elinden uçtuğu içindi çok şükür o ayda sona geldi.Tek sığındığı Rabbiydi elbette o herşeyi düzeltecek ve dualarını duyup kabul edecekti,aslında belkide yaşadıkları böyle kötü bir dönemdi yaşanması gereken ve buda geçip gidecekti o daha ne sıkıntılara göğüs germişti,Allahın izniyle bunuda atlacaktı ama bilinmesi gereken birşey vardı o herkesi gerçekten çok sevdi...

Hiç yorum yok: